Günümüz Türkiye’sinde inşaat sektörü ülke ekonomisine lokomotif olarak hizmet etmektedir. İnşaat şirketleri de yaptıkları işlerin daha kaliteli ve daha profesyonel çizgiye çekerek diğer sektörlere öncülük etmek istemektedirler. Ancak inşaat işlerinin çeşitliliği ve kalem sayısının fazla olması bu sistemlerin entegrasyonunu zorlaştırmaktadır. Yinede inşaat firmaları arasında ERP modası hızla yayılmaktadır.
Kurulan sistemlerin başarı yüzdesi oldukça düşüktür. Bu durumun belli başlı etkenleri vardır. En klasik söylem şirket yöneticilerin kendi bilgi ve birikimi bu sistem içerisinde bir anlam ifade etmeyeceği algısıdır. Kısmen doğru da olsa aslında majör sebep faklıdır.
Türkiye’de ERP sistemlerinin uygulanamamasındaki en büyük etken proje yönetim felsefesini şirketlerin içselleştirememesidir. Yani şirkete ait proje yönetim kültürünün oluşmamasıdır. ERP sisteminden önce bu sorun çözülmez ise hangi pahalı sistem getirilirse getirilsin sonuç yine hüsran olacaktır.
PROJE YÖNETİMİ KÜLTÜRÜ
Yurt dışında çalışmış olan meslektaşlarımız bu konuya oldukça aşinadır. Özellikle Amerikalı firmalarla iş yapan şirketler, proje yönetim kültürlerini biraz da olsa geliştirmişlerdir. Maalesef aynı firmalar ülkemizde iş yapmaya başladıklarında bu kültürü sürdürememektedirler. Bir projenin “ kontrol altında” yönetilmesi için iş yapan firmanın şeffaf olması gerekir. Başka hesapların yapıldığı şantiyelerde yapılan işler kontrol altında tutulamaz. Aynı durum merkez ofisler için de geçerlidir.
Şimdi akıllara şu soru gelebilir. “Uluslar arası ya da Amerikalı firmalar tamamen şeffaf bir biçimde yönetiliyor mu?” Elbette büyük firmaların da bir takım gizili bilgileri ve sırları olacaktır. Ancak bu firmaları ülkemizdeki firmalardan ayıran fark proje yönetimlerinin iş odaklı çalışmalarıdır. İşler profesyonel ellere emanet edilmesi ve sorgulanması beraberinde başarıyı getirmektedir. Başarı ise “bir işin kaliteli, zamanında ve karlı olarak bitmesidir.” Bu nedenle her biten iş bir başarı değildir.
BÜYÜK KAFALAR SİSTEMLERİ, ORTA KAFALAR OLAYLARI, KÜÇÜK KAFALAR KİŞİLERİ TARTIŞIR
Bu makaleyi okuyan herkesin Türkiye’de çalıştığı şantiyeleri gözünün önüne getirmesini istiyorum. Profesyonelliğimize balta vuran duygusallığımız, yaptığımız işlerde kişilere odaklanmayı beraberinde getirmektedir. Bunu her alanda görebiliriz. Yetersiz ama dostumuz olan bir insana teslim edeceğimiz iş veya daha önce sıklıkla iş yaptığımız bir taşeronun yetersizliği, tamamlayacağımız projenin kaderini doğrudan etkilemektedir. Ama biz yinede bu kişi veya ekiplerle çalışmayı tercih ederiz. Bu nokta bize ne kadar küçük kafalı olduğumuzu göstermektedir.
Böyle bir duruma bırakın ERP’yi, basit bir sistem bile olsa hiçbir sistemi entegre edemezsiziniz. İşlerimizde odaklandığımız nokta kişiler olduğu sürece bu durum böyle devam edip gidecektir.
PLANLAMA KÜLTÜRÜ
Aslında ERP sisteminin pilot uygulamasıdır planlama. Eğer bir işte planlamayı (senaryo ve bütçeyi) kurup, takip edilebiliniyorsa, o iş ve işi yapan firma için ERP entegrasyonunda umut ışığı yanıyor demektir. O yüzden ERP sistemine geçmeyi düşünen firmalar önce şantiyelerine bakıp, “Ben projelerimde planladığım gibi işleri yürütebiliyor muyum?” diye kendilerine sormalıdır. Eğer sorunun cevabı kendilerini tatmin edecek derecede olan bir “evet” ise ERP sistemi arayışı içine girebilirler. Fakat aksi bir durumda sadece bir yazılım firmasını zengin etmekten başka hiçbir işe yaramayacaktır.
ERP sistemlerinin Türkiye’de çalışması için gereken genel anlamda iki madde vardır. Birincisi yönetimde şeffaflık, ikincisi işleri sistemler üzerinden yürütmektir. ERP için sistemin kurulu olması gerekir. Entegrasyon süreci ile birlikte sistem kurmayı düşünen firmalar sadece kendilerini kandırırlar.
Sonuç olarak ERP sadece, bizim kurulu sistemimizi toparlayıp bize geri sunan bir yazılımdır. Peri kızının sihirli değneği değildir.
Mesud Fehim BAYDAR
Yüksek İnşaat Mühendisi
2